"Barınaklar Ölüm Kampıdır" Yalanı!
Sokaklarda, çöplüklerde, ormanlarda sürünüp açlıktan hastalıktan soğuktan ölen köpeklerin sayısının barınaklarda ihmallerden dolayı ölenlerden daha az olduğunu kim söyledi?
Hal böyleyken neden bu köpekler sokaklarda, çöplüklerde yollarda sürünsün kontrolsüz üreyip soğuktan, açlıktan, hastalıktan, yollarda kazalarla, zehirlemeyle, silahla barınaklara göre kat be kat ölsünler ve neden bu arada insanlar köpekler tarafından öldürülsünler?
Köpek Sorunu Saldırgan Hayvanistlerin İnisiyatifine Bırakılamaz!
Köpek silahtır.
İtlaf konusuna karşı çıkmak pek samimi değil. O zaman vegan olalım hepimiz; köpeklerin etlerini yemiyoruz diye mi öldürmeyelim yazık diyelim. İneklerin koyunların tavukların suçu ne ya? Kuzu eti diye bir şey var yavru hayvanları öldürüyoruz yiyoruz onları kesmek öldürmek değil mi? Tutarlı olalım lütfen.
Yırtıcı Havyan/Köpek Sahiplenme ve Bulundurma Ehliyeti ve Vergisi Olmalıdır!
Apartmanlarda Köpek Bulundurma Özel Şartlara Bağlı Olmalıdır
Köpeklerin Varlığı Bizatihi Rahatsız Edicidir!
Köy ve kırsaldaki köpeklerde aynı şehirlerdeki gibi belirli yıllık sahiplenme vergi ile engelli veya yaşlı rehberliği, ev bekçiliği gibi belirli amaçlarla bulundurma şartına bağlanmalı ve yine ehliyet ve bir kimlikle sahiplendirilmeli ve çoğaltılması yaşlı/engelli rehberliği, çoban ve bekçi köpek olma gibi belirli şartlara bağlanmalı ve köylerde ve kırsalda bulundurulan her köpek şehire göre farklı vergi maliyetleri ile yeniden düzenlenmelidir.
İlk bakışta söyledikleri ne kadar güzel ve merhametli doğru gibi geliyor değil mi?
Peki biraz üstüne dikkatli düşünelim gerçekten öyle mi?
Son derece vahşi şeyler üzerinden, toplumda olmaması gereken ve olması engellenmesi gereken şeyler(cinayet ve tecavüz) üzerinden köpek saldırısı ile ölmeyi kıyaslarak bu durumu normalleştiryor. "Ne var yani bunda olur öyle abartmayın, o kadar cani ve sapık dünyada insanlara her şeyi yapıyor birde köpekler yapsın?" diyor. "Bunun olması da tıpkı o diğer o kötü şeyler normal" diyor. Sokak hayvanlarını potansiyel olarak canilerle ve sapıklarla bir görüyor. O zaman neden sokaklarda köpekler başıboş gezsinler?
Sokak hayvanlarını potansiyel olarak katillerle ve sapıklarla aynı tehlike de görüyor.
Bundan başka bir izahı var mı bu şekilde ekranlarda bağırmasının? Kıyas yaptığı şeylere bakar mısınız? Ayrıca bizim canileri tecavüzcüleri bu hayatta dünyaya sığdırdığımızı ve onların yaşamasını istediğimizi kim söyledi? Tecavüzcülerin ve katillerin ölümle cezalandırılmasını idam edilmesini istemediğimizi kim söyledi? Bu üslupla aynı zaman "halkı kin ve nefrete sevketme suçu" da işliyor hedef gösteriyor hayvan severlere "sokak köpeği olmamalı" diğer insanları diyenleri ve adeta beden dili ile saldırmaya teşvik ediyor. Çünkü bu tür insanları önder edinen hayvanseverler dışarı çıkıp en küçük çözüm önerisi yapan diğer insanlara saldırıyorlar.
Dikkat edin, ne kadar plazalarda çalışan, güzel elit semtlerde yaşayan, varoş bilmeyen, küçük çocuğu olmayan veya olup da asla kaldırımlarda km'lerce okula yürümek zorunda olmayan kısaca çocuğunu kendini arabadan indirmeyen ne kadar tuzukuru varsa hepsi saldırgan birer #sokakköpeği savuncusu!
Sahipli hayvanlar ağızlık ve tasma takacak çocuk oyun alanlarına ve parklara alınmayacak. Belediyeler 7/24 esasıyla denetim yapacak yasaklı cins sahipsiz hayvanlar bakım evlerine götürülecek. - Çevre Şehircilik Bakanlığı
Bu eksik bir karar zira sadece yasaklı ırkların toplatılmasını öngörüyor. Diğer ırk köpeklerin toplanmasına izin vermeyen 5199 yasanın degişmesi için bir çalışma yapılması gerekiyor.
Uzun bir yazı ama aydınlatıcı olacak sizin için. Lütfen sonuna kadar okuyun ve paylaşınız
Bir hayvansever olarak ve köpekten korkmayan biri olaraksabah işime giderken köpekler tarafından kovalandım ve kaçarken yüksekten düşerek sol ayağımı ve sağ kolumu kırdım ambulans hastaneye yetiştirdi evet başıma talihsiz bir olay geldi.bunun sorumlusu kim diye sormuyorum
— Gizem Uyarlar (@UyarlarGizem) March 1, 2022
Çalıştığı okulun önünde Rottweiler cinsi köpeğin saldırısında yaralandı; o anlar kameraya yansıdı
— Demirören Haber Ajansı (@dhainternet) March 3, 2022
Malum sokak hayvanlarını ve onların dramlarını tv'de haberlerde ve internette sürekli görüyoruz. Onları acımasızca katleden veya çoğaltıp satan insanlar ve bu konuda yasal düzenlemelerle ilgili hayvan everlerin haklı talepleri vesaire bir çok şey var..
Bu ülkemizde son dönemde giderek artan bir tartışma ama bir çok gelişmiş ülkelerde çözülmüş bu sorun bizde hala çok taze...
İşin diğer kötü yanı artık bu konu sadece hayvanlarla ilgili değil, insanlarla ilgili bir trajedi haline gelmeye başladı ve en son pitbull saldırıları ile yaralananlar veya Adana'da onlarca sokak köpeğinden bisikleti ile kaçan bir çocuk otoyola çıkıp araba altında kalarak öldü.
Haberde bölgede yapılan bir röportajda, bir kişi bu sürü halindeki başıboş sürü olarak yaşayan köpeklerle ilgili dilekçe verdiklerini ama belediyenin bir şey yapmadığını ve bu tür bir trajediye bilerek yol açtıklarını söyledi.
Bu gerçekten çok acı ve aynı zamanda acil olarak sorgulanması ve yasal kurumlarca soruşturulması gereken bir durum.
Bütün bunları hem hayvanlar hemde insanlar açısından derinlemesine düşünmeye başladığımızda bazı temel noktalar dikkatimize takılıyor. Bunları gelin beraber anlatalım.
Sokak Hayvanı/Sokak Köpeği Neden Olmaz! İşte Sebepleri!
Öncelikle aklımıza gelen temel sorular var. Bunlardan ilki sokak ve hayvan kavramları yani "Sokak hayvanı" veya "sokak köpeği" diye bir tanımlamanın doğru bir niteleme olup olmadığı. İkincisi sokakta yaşayan hayvanların doğası ve sosyal durumları açısından bu tür bir durumun hem insanlar hemde o hayvanlar için sağlıklı olup olmadığı. Bu yüzden ilk önce bu kavramları açıklığa kavuşturmalıyız.
Video da bir grup sokak köpeği bir köpeği parçalıyor. İstanbul, 2021 Kasım
Burada çıkış noktamız, "sokak" olmalı önce ve sokak denen mekanların ne amaçla var olduğunu netleştirmeliyiz.
Öncelikle sokakların hayvanlar için doğal bir yaşam alan olmadığı gerçeğini anlamalı ve sokakların amacının, insanların yardımcı yaşam alanı olan yerler olduğunu görmeliyiz
Binaların dışında kalan tüm yerlerin evcilleştirilmiş yırtıcılıların kedi ve köpek gibi belli boyutları olan ve insan sağlığı ve güvenliği için riskleri olan hayvanların gerçekten yaşam alanı olup olamayacağı sorusunu kendimize dürüstçe sormalıyız.
Basitçe mantık yürütürsek, sokakların insan eliyle evcilleştirilmiş hayvanların evi yani yaşam alanı olamayacağı sonucu çıkar. Çünkü bu alanlar; sokaklar, yollar, parklar, arsalar, apartman bahçeleri hepsi insanların ulaşım veya yardımcı yaşam alanıdır. Nasıl ki "sokak insanı" olan "evsizler"in var olması normal değilse "sokak hayvanı" da olmamalı.
Buyurun son örnek işte! Videolar da bu aralar İstanbul'da pek güzel diye yere göğe sığdırılamayan ve toplu ulaşımı da kullanan Boji adlı sokak köpeği metroda insanlarla oyun onar gibi onların kollarını ağzına alıyor vesaire. Şimdi burda şunu düşünelim ya kalp hastalığı veya başka hastalığı olan birine bunları yapsa ve o kişi kriz geçirse ölse kişi metro da suç kimde olacak kalp hastası olan da mı? Ya da birisinin çantasını telefonunu parasını yırtsa...
Konumuza geri dönersek, kedileri insan yerleşim alanındaki farelerle mücadele açısından ve insanlara karşı büyük bir tehlike arz etmeyeceği yüzünden ayrı yere koyarsak geriye evcik olan köpekler veya yabani büyük kediler olan vaşak, kaplan, jaguar veya timsah vb sürüngenler yılanlar vb canlılar kalıyor.
Bunların şehir gibi toplu yerleşim alanlarında bulunması, insanlarla aynı yerleşimde yerlerinde kamusal alanlarda başıboş olarak yaşaması hem insanlar hemde bu hayvanlar için normal değildir.
Köpekler, evcilleşmeleri sonucu büyük bir evrim geçirdikleri için, sokak yerine insanlarla beraber bir evin bireyi olarak evde, bahçede ya da çoban yanında veya polislerin veya güvenliklerin bir yardımcısı olarak var olarak ancak gözetim altında zararsız olarak yaşayabilirler Bu halde bile özellikle yaşlı ve çocuklar için hayati risk barındırırken birde başıboş olarak insanların yaşam alanında olmaları kabul edilemez.
Gözetim altında sahipliyke bu süreçte beslenme, barınma dışında; duygusal ilgi ihtiyaçlarının da karşılandığını düşünürsek, insan müdahelesi ile evrim geçirerek evcilleşen köpek türlerinin şehirlerde veya kırsalda başı boş yaşamasının normal olmadığını ve yırtıcı olmalarından dolayı hayati riske sebep olacakları için "sokak hayvanı" diye bir durumun asla olmaması gerektiği de sonucu ortaya çıkar. Aşağıdaki video da başoboş bir köpeğin sebep olduğu bir ölümü izleyebilirsiniz.
Evcilleşmiş bu hayvanlar tek tek yeterince sevgi ve ilgi ve besin görmediği zaman insanlara karşı birleşerek sürüleşerek, yani çeteleşerek kendilerinden ilgi görmedikleri ve zarar görebileceklerini düşündüklerini insanlara karşı tahammülsüzleşir ve saldırganlaşırlar.
Bu
anlamda, evcilleştirilmiş köpeklerin de biz insanlar gibi duygularının olduğunu ve toplum içinde yaşıyorlarsa yeterince ilgi ve
sevgi gerektiğini düşünürsek, onların sokaklara bir evsiz bir uyuşturucu bağımlısı gibi yalnızlığa terk edilmesi, yazın
sıcağında betonlarda kışın soğuğunda gene betonlarda kaldırımlarda
sürünerek sefilce yaşamaları sokak hayvanı savunucu hayvan severilerin de savunduğu şeyin son derece yanlış bir şey olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu yüzden sokak köpeklerinin hayvan severlerin "barınaklar ölüm yuvası, köpekler sokaklarda yaşamalı" fikri bu tür insan kayıplarının olduğunu düşünürsek mantıklı değildir ve bu tür insan kayıplarını yaşamamak adına şartlar kötü olsa da köpeklerin barınaklarla alınması kısırlaştırılması ve sahiplendirilmesi ve burada hayvan severler tarafından sevilmesi ilgilenilmesi en doğru çözüm.
Aksi takdirde Adana'daki bu olayda da görüldüğü üzere köpekler sokaklarla yeterince yemek, ilgi ve sevgi göremeyecekleri ve bunun garantisi olmadığı için kendi aralarında sürüleşerek ve çeteleşerek kendilerine insanların yaşam alanı içinde yollarda, boş arsalarda, parklarda bir yaşam alanı ve bir ekosistem yaratmaya çalışacak ve buradan geçen zayıf durumda gördükleri insanların hayatlarını bu şekilde tehlikeye atacak, saldıracak ve ölmemize sebep olacaklardır.
Bu anlamda "sokak hayvanı" diye evcilleştirilmiş bir canlı olamaz ve olmamalıdır.
Eğer bunun olmasını savunuyorsak, o zaman kenar mahalleler dahil her yerde bu köpeklerle sadece besleme değil, sevgi şefkat olarak da yeterince ilgilenilmeli onların sürüleşmesine ve saldırmalarına engel olup tek tek yaşamalarını sağlayıp insanlara bağımlı hale getirmeliyiz.
Bu mümkün değildir.
Maalesef bunu hayvan severlerin de garanti edemeyeceğine göre, kendisini hayvan sever olarak tanımlayan insanların yaşadıkları bölgedeki köpekleri yaz kış sürekli sevip korumayı garanti etmeyeceğine göre o zaman bu hayvanların evlerinin sokak olduğunu olduğunu savunamayız.
Bu anlamda nasıl ki, "sokak atı" yoksa veya "sokak eşşeği" yoksa "sokak köpeği" ve "sokak kedisi"nin de olamayacağıdır.
Bu gerçek ışığında sokaklarda köpek ve kedilerin yaşamaması gerekir. Evinde ve bahçesinde köpek bulunduranların da olası bu sevgi ilgiyi göstermeyeceği riskine karşı, insanlara zarar vermeyecek şekilde, periyodik olarak olarak belediyelerce kontrol edilmelerini kanunlarla sağlamak gerekir.
Yasaklı Cinselere Hayır!
Hele yasak cins köpeklerinde bu anlamda varlığı tam anlamıyla cinayete teşebbüstür. Maalesef ülkemizde son 10 yılda yasaların uygulanmasını ciddiye almayan bir çok insan yasaklı cins sahipleniyor hatta üretip ticaretini yapıyorlar.
Her ne kadar "sahibi kötü ise onlar tehlikeli oluyorlar diğer köpeklerden farkları yok" dense de insanların hayatları birilerin, hayvan sahiplerinin psikolojilerine bırakılamaz. Bir insanın belinde çakı taşıması ile satır taşıması arasında fark vardır. Birisiyle yaralarsınız diğeri sadece bir darbe(pitbull) ile bir insanı kolayca öldürebilir ya da sakat bırakabilirsiniz.
Bu yüzden yasaklı cinselerin tamamen barınaklara toplatılması ve bu konuda kanunlara uymayanlara kamu davası açılarak para ve hapis cezası verilmesi gerekir.
Ayrıca yasaklı olmayan cinsleri besleyen insanların sahiplendikleri köpekler üzerinde de tam kontrol sahibi olmaları sağlanmalı ve dışarıya çıkarmaları konusunda yeni yönetmelikler konmalı ve tasma ile çıkarma konusunda da köpeğin yasal sahibi ve koruyucu kimse onlara birer belge çıkarılmalı ve köpeği sadece bu kimlik sahibi olanlar dışarı çıkartabilmeli ve köpeğin sadece tasma ile değil ayrıca sahibine belinden bir kemerle bağlanması gerekir.
Yani köpeği kamusal alanlarda dolaştırırken ağızlık koruyucu veya sahip kişi beline tasmayı da bağlayacağı bir tasma kemeri takmalıdır
Böylece kişinin istediği zaman veya kazara bırakabileceği eline güvenilmemesi ve köpeğin başkasına saldırmaya çalışması durumunda sahibini sürüklemek zorunda kalacağı bir emniyet kemeri kuralının konması gerekir.
Çünkü; biz şunu biliyoruz ki, her ne kadar insanlar gene havyan sevgisi olarak, daha güçlü büyük köpeklerde beslese de bir çok insan bu tür yasaklı cins olmayan köpekleri bir güç gösterisi olarak sosyal hayatta tıpkı yüksek motor güçlü araba ve hızlı motorlar gibi bir sosyal statü amacıyla da yanlarında dolaştırıyor ve besliyorlar
Bu anlamda köpek sahiplerinden belediyelerin köpek besleme vergisi de alması gerekir.
Eğer
bir insan apartman veya bahçesinde veya kamusal alanlarda çocuk veya yetişkin tüm insanlar için tehlikeli olabilecek bir
hayvan besliyorsa, bunun bedelini de o yaşadığı insanlara belediyeye
vergi vererek ödemelidir.
Evet, şimdi neden Avrupa'da sokak kedisi ve köpeğinin olmadığını anlamışsınızdır umarız. Çünkü onlar konuya bizdeki aptalca topyekün karşıtlık ve sahiplenme ile değil, bu açılardan bakmışlar ve hem hayvanları hemde insanları koruyacak ve birbirlerine zarar verme riski doğurduğu düşünerek sokakta köpek kedi olmayacak bir çözümü bulmuşlar.
Bu yazının ve içerikteki videonun üretim süreci 1 yıl sürmüştür ve tüm hakları XSEYLER.COM a aittir kaynak belirterek yeniden yayınlanabilir
0 Yorumlar