Kadın Cinayetleri Nasıl Önlenir?

Malum hain terör gibi büyük bir soruna dönüşen bir konu daha var ülkemizde. 
Kadın cinayetleri... 

Evet, terör gibi diyoruz çünkü; bu gerçekten toplumsal etkisi çok fazla olan ve artık münferit sayılmayacak aynı terör gibi sinsice ve bir anlamda göstere göstere insanımızın canına kast eden ideolojik bir suç olarak işlenior ülkemizin bir ferdi olan kadınlarımıza karşı..

Evet, bu kadın cinayetlerine çok açık olarak terör de diyebiliriz; çünkü bu kadın katillerinin hepsinin birer ideolojisi var kadını hiçe sayan  ve hayata ve kadınlara karşı bakışlarını bu ideolojilerinden alıyorlar ve aynı terö gibi ideolojik bir amaçları var. Yaptıkları bu şiddeti sadece kendi eşlerine ve sevgililerine ve kız çocuklarına değil tüm kadınlara yapacak bir ideolojileri var.
 

Erkek baskısı ve şiddeti eril faşizm olarak ele alınıp eril terörizm suçu sayılmalıdır

 
Kendi zihniyetinden olmayan ve kendi istedikleri gibi yaşatamadıklarını gördükleri kadınları öldürmek ve ortadan kaldırmak isteyen son derece bağnaz ve vahşi eril faşist bir ideoloji bu.

Bu eril faşist ideoloji son 10 yılda toplumumuzun kadınlarının gündelik hayatını ve yaşam hakkını açık açık rahatsız ve tehdit eder seviyeye kadar ulaştı.

Türkiye'de ortalama her gün 2-3 kadın eril faşizme kurban gidiyor.

Ve kadınlar her gün bu eril faşistlerin kendilerine yapacağı terörün endişesini yaşıyorlar.

Maalesef her gün en az 2-3 kadının öldürülmesi de artık toplumda kanıksanmış hale geldi. 

Vekillerde de bu konuda hiç bir çalışma yapmıyor aile bakanlığımız da belediyeler de

Bakanlar bunun yurtdışı ortalamalarının altında olduğunu bile iddia ediyorlar.

Ortada siyaset makamı tarafından da yeterince önemsenmeyen ve üzerinde uzlaşılamayan derin sosyolojik ve politik bir konu bu aslında.

Bu yüzden artık bizim olguyu mnferit şeyler olarak görmeyi bırakıp toplumsal olarak yani bir terör suçu gibi görüp, bu cinayetleri ülke huzuru açısından da ele alıp, mevzuya daha ciddi şekilde bakmamız ve acil politika üretmemiz gerekiyor. Tıpkı terörle mücadele olduğu gibi.

Kadın cinayetlerinin analizi olduğu gibi çözümü de siyaset üstü ülke meselesi düzeyinde olmalıdır. Çünkü devletimizin 10 milyonlarca kadına koruma atayacağı bir durum yok ve devletten beklediğimiz makro ve mikro çözümlerin kısa vadede işe yaraması da mümkün değil, her gün kadınlar öldürülürken bu mümkün değil.

Bu yüzden özellikle şiddete karşı yasaların daha katı hale getirilmesinin ve uzaklaştırma dışında çok ağır  cezaların konulması gerekiyor. Çünkü uzaklaştırmanın da engelleyemeyeceği ideolojik bir şiddet tasarımı var bu erkekler taradından adım adım ortaya konan. 

Tıpkı bir teröristin tek başına veya ögütlü bir karar alıp plan yapıp yılbaşı gecesi bir yeri silahla taraması gibi öngörülmesi ve önlenmesi çok mümkün olmayan bir durum bu. Bu yüzden bir terör suçudır ve hedefte olanların kim olduğunu bilemeyiz kadın çocuk ve kadının ailesi ve diğer insanlar

Peki Neler Yapılabilir?

Bu yüzden işin çözümü sadece iktidar ve hukuk eksenli politikalarda aramak artık pek mümkün değil.

Yerel yönetimlerin bu konuyu bir an önce geciktirilemeyecek çöp toplamak kadar acil bir durum sayıp bu işe kafa yormaları gerekiyor. 

Erkekler Belediye ve Bakanlıklarca Okullarda ve Belediyelerde Katılımı Zorunlu Eğitimlerle Eğitilsin!

Ülkedeki tüm reşit yaş üzeri erkekleri toplayıp belediye ve kamu kurumlarının merkezlerinde toplu olarak zorunlu eğitimle eğitip ve devletin ruh sağlığı merkezlerinde rehabilite etmeye kadar varacak zorunlu çözümleri düşünmeliyiz.

Bu yüzden çözüm konusunda devletin öncülüğünde sivil toplumun ve yerel yönetimin öncülüğünde riski en aza indirecek şekilde sorunu kaynağında ailede ve kadın ve erkeğin olduğu yerde çözmeyi hedeflemesi gerekiyor.

İlgili bakanlıkların yerel yönetimlerle yani belediyelerle işbirliği yaparak kısa vadede daha sonuç alınır şeyleri yapması daha yararlı olacaktır.

Kadınların da kendi aralarında daha güçlü ve kendileri savunulabilir şekilde örgütlenmesi ve buna belediyelerin ve aile bakanlığın öncülük etmesi gerekir.

Kadınları kendi aralarında dernekler ve platformlar kurarak belediyeleri de de bakanlıkları da harekete geçirerek veya kendi aralarında kuracakları ülke çapında büyük platformlarla, sadece kadına şiddet konusu değil, aile ve sağlıklı kadın-erkek ilişkileri konusunda çalıştaylar, eğitimler, seminerler yapması gerekir.. 

Bu haliyle tüm görev ve sorumluluğun tamamen devlete ve kolluk kuvvetleri ve yargıya bırakılmadığı ve siyasetten bağımsız bu yerel örgütlenmelerle ve sivil platformlarda ulusal çapta kadın dayanışması ile kadınların daha çok örgütlenmesi ve kendilerini şiddet eğilimli eril faşist erkeklerden koruyabileceği şeyleri üretmeleri sağlanmalıdır. 

Devlet düzeyinde ise yapılacak temel bir şey var o da, erkeklerin eğitime tabii tutulması.

 1. Yerel yönetimlerin eğitimleri 

 2. Devletin bakanlık zorunlu eğitimleri

Bu eğitimler sınava tabii olmalı ve sağlık bakanlığı tarafından psikolojik testlerle neticelendirilmeli ve şiddet cinayet uygulama riski olan erkekler ayıklanıp tedavi edilebilir.

Ayrıca erkek şiddetine karşı, kadınların kendini savunması amaçlı savunma sporları öğrenmeleri dahil ve erkeklerle kurulacak iletişimlerinde erkeklerin zararını minumuma indirecekleri ve  her bir kadının çevresindeki şiddet eğilimli potansiyel erkeklerin belirlenmesinde devlet kurumlarını ve yargıyı harekete geçirmesi sağlanabilir

Şiddet uygulama eğilimli erkeklerin toplumda devlet tarafındna belirlenip fişlenip tedavi altına alındığı ve kadınların bu yanlış erkeklerle ilişkilerinin bitirildiği veya hiç başlatılmadığı bir ortam sağlanabilir.

STK'ların ve sağlık ve aile bakanlığının ücretsiz ilişki danışmanlığı gibi alanlarda uzmanların gönüllü olarak kadınlara yüz yüze veya online olarak destek olması sağlanabilir ve kadınlar bu tür platformlara yönlendirilerek bir anlamda şiddete karşı pasif durumda çıkıp, önleyici savunma durumuna geçip devletin koruması ve STK'ların rehberliği ile kendi aralarında dayanışma yapmaları sağlanabilir..


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski